11 Kasım 2011 Cuma

vapurda limon sıkacağı

Bostanlı-Alsancak vapuru. Hava da bulutlu, ama en fazla İzmir soğuğu. Buldum bir cam kenarı, iyice sokuldum köşeye. Küçükken annemle bindiğim vapurları düşündüm, okuldan eve dönünce Alsancak'a ya da Konak'a gidecek olmak çok heyecanlandırırdı, işimiz her neyse. Şimdi heyecanlandıran şeyleri özenle arıyorum, ayağıma gelmiyorlar böyle her gün her gün. Velhasıl, küçük olmak güzel.

Sonra aklıma vapurda satılan limon sıkacağı geldi. Kimin aklına gelmiş ki ilk? Metaforların favorisi olabilir gerçekten: Vapurdaki limon satıcısı gibi çıkıverdi ortaya. Vapurda limon sıkacağı; hayatımda sen!

Alsancak-Karşıyaka vapuruna bindim dönüşte de, halama gitmek için. İşte orada çıktı ortaya. Aldı limonunu, başladı anlatmaya. Şakır şakır akıttı limon suyunu. İlk defa denk gelmiş olmam inanılmaz, vapurla büyüdük ama kısmet mi olmamış artık.. Nasıl yapıldığını da dinlemedim çünkü nostaljik kamera aplikasyonuyla adamı çekmeye çalışıyordum. Karaya yanaştık, herkes aldı yeminle. O an bir şey oldu. Sanki o limon sıkacağından almasam şansım yaver gitmeyecekti, o yüzden almaya karar verdim ama bu kez de satıcı ortadan kayboldu. Yanaştım kenara, adamı beklemeye koyuldum. Sonra sol tarafımdayken göz göze geldik, bir yetmedi iki tane aldım. İçim bir rahat; sanki kilisede mum yaktım, sanki Hıdrellez'de dilek yazılı kağıt gömdüm toprağa. Normal aslında; üç kare atlarsam şöyle olacak, bu çizgiye basmazsam böyle olacak diye yürüyorum ben. Siz?



Follow my blog with Bloglovin

3 yorum:

neselihaller dedi ki...

Ben de çocukken Karşıyaka-Konak vapurunda kalem satan adama takıktım...adam kalemden başlar yanında vere vere çorap ve çakmak bile hediye ederdi....Yaşasın face to face pazarlama.....

Adsız dedi ki...

o değil de seğğn aşırı derecede tatlı bi şeysin

Tumerg dedi ki...

Alternatif limonlu Melis fotograflari mevcuttur.