24 Şubat 2014 Pazartesi

enes ata


Şu görüntünün, insanlığın şimdiye kadar çektiği acıların kaçta kaçı olduğunun bir önemi yok; üzerimdeki yükünü anlatmam zor. Bu ağırlık, hiçbir şey yapmamış ve yapamıyor olmanın ağırlığı. Yapamıyor olmayı da kabullenmiş halimin utancı... Sekiz yıl önce gaz fişeği ile öldürülmüş küçüğüm benim. Üzerindeki kazağa takıldı gözlerim, o kazağın olması gereken hikayesini dinledim. Aklıma, böyle bir kazak giyen, böyle tatlı bir çocuğun, soba yanan bir odada yerde oturup oyun oynaması gerektiği geliyor; siyah çorapları yer yer solmuş, elindeki her neyse ona konsantre olmuş capcanlı gözler... Bu yere sabitenmiş gözler değil. Yarabbi, insan içiyle nasıl başa çıksın? Yarın yine aynısı olmayacak mı? Engelleyemeyeceksek hiçbir zaman, yaşamanın bir anlamı olmaması... Bu bakışlara borçlu kalıyorsak, gerçekten de hiçbir anlamı yok. Annesini şu görüntüden iki sene önce kaybetmiş bu yavrunun, teyzesine giderken ölüvermesinin, insani ya da ilahi; hiçbir açıklaması yok.

http://www.radikal.com.tr/turkiye/kucuk_enese_yakin_mesafaden_ates_edilmis-1121338

Hiç yorum yok: