1 Ocak 2014 Çarşamba

saadet

Yeni yılın ilk saatleri… Yeni yılın ilk kitabı hangisi olsun diye sordum kendime ve baş ucumdaki raflara göz gezdirdim: Peyami Safa? Matmazel Noraliya’nın Koltuğu yeni bitti, üzerine Fatih Harbiye’yi bir çırpıda okuyuverdim ve henüz okumamış olduğum Sözde Kızlar da orada öylece duruyor. Henüz okumamış olduğum… ‘’(…)Ve sana söylemek istediğim en güzel söz, henüz söylememiş olduğum sözdür.’’  Henüz okumamış olduğum diye düşününce, aklıma Nâzım’dan bu dize geldi ve Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni isimli şiir kitabına uzandı elim. Yeni yılın ilk kitabı da böylece belli oldu. Şiirlerden daha evvel okumuş olduklarım vardı elbet ama ne fark eder? Şiir zamansız değil midir, her daim ilk defaymışçasına okunabilir.

Ara sıra olası cennetimi düşünürüm. (Varsa, olacaksa.) Öte yandan tüm yüzsüzlüğümle, kişisel bir cennet tasvir etmekten utansam da… Bana bir cennet vaat edilecekse, cümlelerini okuyup da içime koca bir ‘of’ çektiren yazarlardan olmalı içinde. İliklerime kadar hissettiğim bu cümlelerin, bende tam anlamıyla ne gibi hisler uyandırıyor olduğunu tabiri caiz ise elle tutmak istiyorum, cennet bunu bana vaat edebilir mi? His dediğimiz şeyleri sonunda anlayabilir miyim?

Şimdiye dek yeryüzünde ifade edilmiş bir takım hisler ve düşünceler için birikmiş binlerce teşekkürüm var. Bu teşekkürler ki adresleri olsa koşa koşa varacaklar oraya… Cennetimden dileğim budur: Ölmüş yazarlarıma teşekkür edebilmek istiyorum. Ve anlamak: nasıl oluyor da bir cümleleriyle böyle hissettirebiliyorlar. Ve ben, Türkçe gibi zengin bir dilden, bu 'böyle'yi anlatmaya uygun sıfatı bir türlü bulamıyorum. İçime damlıyor o cümleler. Oysa ne zamanımız, ne ruhumuz, ne de ruhumuzun rastgeldiği olaylar, kişiler aynı… 

Yeni yıla pürüzsüz bir giriş yaptım. Yeni yıldan, sadece yeni yıl olduğu için bir şeyler beklemiyorum. Bunun yerine, hayatımdan genel olarak beklediklerim üzerine düşünmeye karar verdim. Aksi halde, intervaller işin içine girince zahirî hayalkırıklıkları oluyor. Aslında bu söylediğim, öyle tınlamamasına rağmen iyimser bir cümle. Yine de uykum öyle zorluyor ki burada açıklamaya uğraşmayacağım, cümlelerin bir ucunu bile tutamıyorum. Öyleyse, yeni yılın ilk uykusuna doğru…


Herkese en güzelinden günler geceler...

Hiç yorum yok: