29 Ocak 2013 Salı

''hişt!''

Geçen hafta bir arkadaşımın haberi sayesinde, Sait Faik'i anlatan Meraklısına Öyle Bir Hikaye oyununda buldum kendimi. Sait Faik'i neden başka türlü sevdiğimi anladım sonunda ve tam da bu yüzden ağladım oyunda. Coşkudan ağlamak dediğimiz, en güzel ağlama biçimi. 

Sarılmakla ilgili ufak bir paylaşımım olacak. Şu hayatta bir insanı sevip sevemeyeceğimi, kendimi ona sarılırken hayal edip edemediğimden kesinlikle anlayabiliyorum. Sarılmayı istedikçe de seviyorum ve daha çok seviyorum. Başka bir deyişle, sevme fonksiyonu parçalı bir fonksiyon. Böyle düşünmek çok eğlenceli geldiği için paylaşıyorum! :)

x: sarılmak istemeler
y: sevmeler
m: melis'in sarılmak isteme sabiti 

x,y,m \in \!\, R-R


y=f(x)= {  f(x)= 0   , x < m
                f(x)= x2  , x ≥ m


Matematik hatası yaptım mı bilmiyorum ama küme parantezini beceremediğim bir gerçek. Blogger'da şekil ekleme yokmuş. Ayrıca x kareden özür dilerim, Iphone'daki Draw isimli uygulamayla ve bu saatle bu kadar oluyor. Grafiği yorumlayacak olursak: Günlük hayatta kendilerine karşı nötr olduğum insanlara sarıldığım oluyor elbet; işte bu fonksiyonun ilk parçası.   M sabiti'ne kadar olan sarılmayı istemeler pek manalı değil; istek oranı az olan usulen sarılmalar. İkinci parça ise, sarılmayı istediğim insanlara karşı sarılma isteğim arttıkça, onları daha da çok sevdiğimi anlatıyor. Sevdikçe sarılmak istemiyorum işte, tam tersi. Sarılmak istemek 'bağımsız değişken'. Bendeki sevmek ona bağlı işte.


Sait Faik'e de hislerim sarılma duygusuyla örülü. Belki de çokça üzülmüş olduğunu bildiğimden sarılmak istiyorumdur. Ekşi Sözlük'te, durum öyküsünün ve Türkiye'deki temsilcisi Sait Faik'in sıkıcı ve 'çekilmez' olduğunu belirten bir entry gördüğümde içim acımıştı mesela. Şayet insan öldükten sonra her şeyi görebiliyorsa ve Sait Faik bunu okuyorsa üzülmüştür diyorum, sarılmak istiyorum. Hoş, bende de var bir delilik. Olsun varsın. 

Bir arkadaşımın dedesi Sait Faik ile akrabaymış. Sait Faik'in kendisine hatıra diye verdiği bir fotoğrafın kopyası var bende. Ölmeden bir yıl kadar önce. Arkasında şu yazıyor:

İki kocamıştan pek sevdikleri bir tazeye 1953 senesinin eylül ayının 21inde verilegelmiş naçiz bir hatıra ana oğuldan.

Sait



Hiç yorum yok: