15 Temmuz 2011 Cuma

melahat

Nesil farkı. Sevgiye engel olmasa da iletişimin içine ediyor bir güzel. Balkonda attığım, desibeli az biraz yüksek kahkahalardan rahatsızlık duydu anneannem. "Deli deli gülme öyle! Komşular iyi not vermez. Ağırbaşlı ol, duydun mu hiç bilmemnenin kızı böyle kahkaha atsın?" Anında keyfim kaçıyor, iki yana sonuna kadar açılmış ağzım gerip de bıraktığın lastik gibi eski haline geliyor, yüzüm asılıyor. Bir sebep bulamıyorum bu uyarıya, hakikaten bozuluyorum. Biraz keyfim kaçınca fazlaca düşünürüm. Mesela şimdi, büyüklerimizin niçin her daim tribünlere oynadığına kafa yoruyorum. "A aaa, bilmemne hanım ne der, ne düşünür?" diye düşünmeden yaşayamıyorlar hayatı, büyük ihtimalle bu soruyu sormadan da hareket etmediler bugüne kadar.

Anneannem anlayacak olsa ki öyle olsa bunları söylettirecek şeyler söylemezdi; ona bazı sorular sormak isterdim. Amacım kesinlikle onu kırmak olmasa da, sonucunda kırması kaçınılmaz sorular:

"Sen evlenirken aşık da oldun mu anneanne?"

"Sen hayatta iyi dikiş dikmek, iyi ve hali vakti yerinde bir kocaya varmak, iyi ve güzel çocuklar yetiştirmekten başka ve fazla beklentilere sahip oldun mu? Dünyaya izini bırakmak istedin mi, genlerinden başka?"

"Sen her gün senden habersiz hızla büyüyen, senden başka bir sen yaratan dünyanın parçası oldun mu? Daha fazlasını durmadan isteme hastalığının acısını çektin mi?"

"Irk ve din ayrılıklarının neden seni rahatsız ettiğini hiç kendine sordun mu? Sorduysan, aldığın cevap senin oldu mu?"

Gitse gider sorular, cevabı alınamayacak sorular bunlar.

Hiç yorum yok: