28 Temmuz 2013 Pazar

bir gün


İnsanın sakinliklerini, yorgunluklarını paylaştığı güzel, eski dostları olsun hayatta; yer ve zaman mühim değil. Biz de Anıl'la sahilde motorla dolandık bugün, Emirgan Korusu'na uğrayıp laklak ettik. Bu fotoğraf da oradan.

                            
Bu arı, oturduğumuz banka kondu ve yeteri kadar hızlı davranamadığım için ben fotoğrafını çekemeden uçtu. Sonra 'Meliiiis' diye seslendim. Neden? Çünkü Melis bal arısı demek. Ve işe yaradı.  Bir dakika geçmeden yanımdaki ağaca kondu, ben fotoğrafını çektikten sonra uçtu. (Kendiliğinden olan şeyleri bir kere daha allayıp pulladım, aferin bana.)


Oradan sonra Cihangir'e gittim, abimin evinden bir şey almam lazımdı. Giderken bir apartman girişinde şu güle rastladım. Ne hikayeler uydurmadım ki bir gül için:

1. Bir adam, sevdiği kadına bu gülü almış. Ne var ki kadın eskisi gibi sevmiyormuş adamı. Kadın, gece uyumak için kendi evine, Cihangir'e dönmüş. Kapının önüne gelince, çantasındaki anahtarları aramak için gülü yanındaki elektrik kutusunun üzerine koymuş ve geri almayı unutup apartmana girmiş. Ancak eve girip, makyajını çıkarıp, soyunduktan ve yatağa girdikten sonra aklına gelmiş gülü orada unuttuğu. Üzülmüş. İki sene önce olsa kirlenmesin diye oraya bile koymaz, dişlerimin arasına sıkıştırır ve öyle arardım anahtarları, demiş kendi kendine. Mutsuz bir uykuya dalmış...

2. Bir adam, sevdiği kadına bu gülü almış. Güzel bir akşam geçirmişler Galata'da. Adam gecenin sonunda sevgilisini Cihangir'deki evine kadar getirmiş ve kapıda öpmüş. Normalde kendi evine dönecekmiş ama planlar kapıdaki öpüşmeyle değişmiş... Öpüşürlerken kadın, gülü yandaki elektrik kutusunun üzerine koymuş. Bir eliyle çantasından anahtarları çıkarmaya çalışırken hala öpüşüyorlarmış. Anahtarları bulup güç bela kapıyı açtığında gülü oraya koyduğunu çoktan unutmuş...

3. Bu gül, aslında benim içinmiş. Fotoğrafını çekmek yerine elime alacakmışım ve yukarı bakacakmışım. Apartmanın en üst katının balkonunda bir adam duruyor, aşağı bakıyormuş. Gülü alıp yukarı bakmayı akıl edecek ilk kadınla tanışmak için bekliyormuş meğer. Ne var ki bu bana bile fazla romantik, o yüzden tamamlamadan geçiyorum.

4. Aslında hikaye mikaye yokmuş, balkonun birinden oraya düşüvermiş gül.


Duran gülden hemen sonra karşıma gülen surat çıktı. Deklanşöre basarken birilerinin Melis dediğini fark ettim, bale hocamdı.



Cihangir Parkı'nın orda kedi yavrularını seven bir insan yavrusuna rastladım. Sonrası da iyilik güzellik, eve dönüş yolları.

Hiç yorum yok: